26 Temmuz 2016 Salı

RGB RENK UZAYI ve BİT KAVRAMI

RGB Nedir?

RGB; kırmızı (R, red), yeşil (G, green), mavi (B, blue) den oluşan, TV, bilgisayar ekranı gibi dijital ekranlarda kullanılan renk uzayını oluşturan ana ışık renkleridir. RGB renk uzayında ara renkler, bu üç rengin farklı oranlarda karışmasıyla elde edilir. Bu renklerin % 100 oranda karışması sonucunda ise ortaya parlak bir beyaz (ışık) çıkmaktadır. 

Eklemeli Renkler - Eklemeli Sentez

RGB ışık renklerinin birbirleriyle %100 oranında karışması, karışıma ışık eklediği için bu olaya eklemeli sentez, bu renklere ise eklemeli renkler denir. Işık renklerinin ikişer ikişer %100 oranda birleşmesi sonucu, çıkarmalı renkler dediğimiz ve baskıda kullandığımız pigment renkleri oluşmaktadır. Bu renkler ışık renklerine göre daha koyudur.



Çıkarmalı Renkler - Çıkarmalı Sentez

CMY yani Cyan (orta yoğunlukta doğal bir mavi), magenta (morumsu bir kırmızı) ve yellow (sarı) pigment renklerinin birleşiminden ışığın çıkmasıyla  oluşan senteze çıkarmalı sentez, renklere ise çıkarmalı renkler denir. Bu üç rengin %100 oranında birleşiminden koyu bir kahverengi (siyaha çalan) çıkmaktadır. Tam siyah çıkmadığı için bu renklere baskıda K (key(anahtar), kontrast) yani siyah renk eklenerek basılı görsellerde kontrast ve derinlik sağlanmaktadır.


Thomas Young Deneyi

19.yy'da ünlü fizikçi Thomas Young tarafından bir deney yapıldı. Bu deneyde; koyu mavi, yeşil ve yoğun kırmızı filtreler kullanılarak ışık siyah bir yüzeye yansıtıldı. Kırmızıyla yeşil ışık birleşerek sarıyı, kırmızıyla mavi birleşerek magentayı, mavi ve yeşil birleşerek cyanı oluşturdu. Hepsinin karışımından oluşan renk ise beyaz ışıktı. Yani bu üç ışık rengi birleşerek ışığın kendisini oluşturdu. Oluşan bu renklere ikincil ışık renkleri denir. İkincil ışık renklerinin birleşiminden ise yine birincil ışık renkleri olan RGB oluşmaktadır.



Klasik Ekranlarda Görüntünün Oluşumu

Klasik ekranlarda görüntü; elektron tabancasından çıkan elektron demetinin tüpün içinde bulunan fosforlu yüzeyi taramasıyla oluşan beyaz ışımanın, ekran önünde bulunan renk maskesindeki RGB diziliminden geçerek, gözümüze ulaşmasından ibarettir. Tabiki renk maskesindeki bu üç rengin karışımı ve oranları renkleri oluşturur. Renk maskesindeki her bir elemana piksel, yani resim oluşturmanın en alt elemanı denir.



TFT (Panel) Ekranlarda Görüntünün Oluşumu

Panel ekranlarda elektron tabancası yoktur. Beyaz ışık kaynağı, ekran arkasında bulunan florasan veya led grubudur. Beyaz ışık, ekran arkasında bulunan yardımcı elemanlar sayesinde eşit olarak ekranın arkasında her yere yayılır. İki cam arasında bulunan sıvı kristaller ve onları kontrol eden transistörler sayesinde beyaz ışığı az veya çok geçirerek renk maskesine iletir. Renk maskesinde bulunan RGB dizilimi az veya çok aydınlanarak (programda bulunan 0-255 (8 bit/kanal) skalasına göre) renkleri ve resim elemanlarını oluşturur.

Adobe RGB 1998

SRGB ve CMYK renk uzaylarını kapsamaktadır. LAB renk uzayının %50 sini içermektedir. SRGB yerine Adobe RGB kullanarak cyan ve yeşilin gamutunu arttırmış olursunuz. Magenta turuncu ve sarı renklerdeki yoğunluğuyla ise örn; bir gün batımı resminde çok daha canlı resimler elde edilebilir. Adobe RGB karanlık ve gölge konusunda henüz SRGB ötesine geçebilmiş değildir fakat koyu yeşillerde avantaj halen Adobe RGB dedir.

Adobe RGB ile birlikte SRGB nin en büyük sorunu olan yüksek orandaki doymuş renkleri (saturated colors) içermemesi sorunu da çözülmüştür. Doymuş renk; rengin en saf, en canlı halidir. Yüksek doygunluğa sahip renklerde grileşme ve kirlenme yoktur. Doygunluk oranı fazla olan renk daha parlak, doygunluk oranı daha az olan renk ise daha solgun görünmektedir.  Adobe RGB,  bu özelliklerine rağmen sadece grafik tasarım alanında ve orta seviyedeki fotoğraf makinelerinde kullanılmaktadır.

SRGB 1996

Monitörler, yazıcılar ve internet kullanımı için HP ve Microsoft tarafından 1996 yılında oluşturuldu. Buradaki S in anlamı standartdır. Adobe programları varsayılan olarak SRGB kullanmaktadır. Photoshop, Illustrator ve Indesign programlarında Edit menüsünden convert to profile veya assign profile seçeneklerinden renk uzayını değiştirebilirsiniz.

Bit Derinliği

Pikseller; bilgisayarın matbaa sektörüne girdiği 1985'li yıllarda bu kadar akıllı değillerdi. Yani pikseller sadece siyah ve beyazı algılayabiliyorlardı. Siyah ve beyaz olabilmeleri için de bitler tarafından onlara gönderilecek sayısal bilgilere ihtiyaçları vardı. Bit aslında elektronik bir titreşimdir. Bu titreşimler iki şekilde sinyal verir, on veya off sinyali. Bu durumda da piksellere gönderilen sayısal bilgiler oluşur ( 1 ve 0). Sayısal sinyaller 1 olduğunda siyah piksel, 0 olduğunda ise beyaz piksel oluşur. 

İlk zamanlarda monütörler 1 bitlik bir hafızaya sahipti çünkü pikseller sadece 1 bite ait olan sinyallari algılayabiliyordu, bir defada 1 bitten alınan sinyallerle piksel ya beyaz ya da siyah olabiliyordu, yani ara tonlar yoktu. Daha sonra 2 bitli monütörler çıktı. Bu monütörlerle her piksel 2 bitin gönderdiği sinyalleri bir kerede algılayabiliyordu. Böylece gelen bu sinyallerle 4 çeşit renk oluşturabiliyorlardı. Dört renk sayısal olarak 11, 00, 10, 01 olarak ifade edilmekte. 01 ve 10 grinin tonlarını oluşturmaktadır.

Monitör pikselleri gittikçe akıllandı 4, 8 bitten sonra 32 bite kadar piksellerin bitleri algılayabildikleri monitörler kullanılmaya başlandı. Bit sayıları arttıkça ara tonlar arttı ve görüntü kalitesi yani netliği yükseldi. Bütün bu gelişmelerden sonra bit derinliği denen bir kavram ortaya çıktı ve bit sayısına göre renk hesaplamasının yapılabilmesi için bir formül geliştirildi. 

Bu formüle göre siyah ve beyaz renkler taban kabul edildi, bu tabanın üssünü bit sayısı oluşturdu.



Bit derinliği; görselleri oluşturan her bir pikseldeki renk sayısını ifade etmektedir. Resmin kalitesini en çok etkileyen faktörlerden biridir. Çünkü her bir pikselin ifade edeceği renk sayısı ne kadar fazla ve dolayısı ile gerçeğe yakın olursa o kadar gerçekçi bir görüntü elde edilmiş olur. 





Phoshop, Illustrator gibi tasarım programları 8 bit/kanal temel alarak çalışmaktadır. Bu nedenle RGB modunda her renk kanalında 0-255 arası seçenek bulunmaktadır. Yani toplamda 8 bit, 256 renk seçeneği bulunmaktadır. Burada 0; saf siyahı, 255 ise saf beyazı ifade etmektedir.



Program içerisinde 16 ve 32 bit seçenekleri de mevcuttur. Fakat 16 bitlik bir resmi photoshopta açtığınızda ya da 8 bitlik bir resmi 16 bite çevirdiğinizde var olan renklerin birleşimiyle orijinal renge yakın bir renk elde edilmeye çalışılır. Buna dithering denir. Orijinal resme göre kalitesi daha düşük olacaktır. Renk derinliği arttıkça resim dosyasının ağırlığı da aynı oranda artacaktır. 8 bitlik renk derinliğini 16 bit yaparsanız, dosya ağırlığı iki katına çıkacaktır.

Gerçek Renk (True Color)

Günümüz monitör ve LCD ekranları gerçek rengi üretebilmektedir. Gerçek renk 32 bitle ifade edilmektedir. Aslında gerçek rengi 24 bit oluşturmaktadır. 8 bit/kanal R, 8 bit/kanal G, 8 bit/kanal B için ayrılmıştır. 32 bit olması için 8 bit/kanal daha gereklidir. Bu 8 bit ise piksellerin saydamlık bilgisini tutan, gri tonlamalı görüntülerden oluşan, görüntünün parçalarını değiştirmenizi ya da korumanızı sağlayan maskeleri oluşturmak için ve saklamak için kullanılan alfa kanalını ifade etmektedir. Alfa kanalının renk ile alakası olmadığından gerçek renk aslında toplamda 24 bit (16.77.216 renk) olarak ifade edilebilir.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder